“Leonardo Blanco”, koleksiyonun ruhundan doğdu: 1960’lar ve 1970’lerde Avrupa’da kendi alanlarını sahiplenmeye başlayan, bağımsızlıklarını, güçlerini ve tutkularını kucaklayan kadınlardan ilham aldı. Ancak bu parça, yalnızca zaferlerini değil, aynı zamanda verdikleri mücadeleleri de onurlandırarak çok daha derin bir anlam taşır.
 
Leonardo Blanco’nun arkasından geçen ip detayları, yalnızca bir tasarım unsuru değil; kadınların sırtında taşımak zorunda bırakıldıkları yaraların sembolüdür. Bu çizgiler, bir zamanlar susturulmuş, sınırlandırılmış, kendi seçimleri olmayan rollere zorlanmış kadınların izlerini taşır. Her bir iz, bir direnişin ve yeniden doğuşun hikayesidir — acının güce, yaraların ise dayanıklılığa dönüşümünün sembolü.
 
Üst bedenin silueti, hamilelik formunu andırır; bu, kadınların uzun yıllar boyunca yalnızca doğurganlıkları üzerinden tanımlanmasına bir göndermedir. Ancak karın bölgesinin örtülmesi, bu anlatıyı geri kazanmanın bir ifadesidir: kadınlığın yalnızca annelikle sınırlı olmadığını, her kadının kendini nasıl tanımlayacağına ve sunacağına kendi iradesiyle karar verebileceğini gösterir. Bu, özgürlüğün, seçimin ve kimliğin ilanıdır.
 
Leencia olarak biz, modanın yalnızca bedeni giydirmemesi, aynı zamanda ruhun yolculuğunu da anlatması gerektiğine inanıyoruz.

Leonardo Blanco, baskı ile özgürlük arasındaki gerilimi bedenleştiren bir tasarımdır; tarihin yaralarını cesaretin sembollerine dönüştürür. Direnen, ayakta kalan ve yeniden doğan tüm kadınlara bir saygı duruşudur. Zamansız zarafetin modern bir başkaldırıyla birleştiği bu parça, dünyaya kadınların tarih boyunca onlara biçilen rollerden çok daha fazlası olduklarını hatırlatır.